Evin bir odasını kütüphane yaptı, sonra kitap yazdı
KÜLTÜR SANATUşaklı ev hanımı, kitap okumayı alışkanlık haline getirmek ve çocuklarını kitap okuyan bireyler olarak yetiştirebilmek için evinde bir odayı kütüphane yaptı. Ailece okuma saati...
1998 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun olduktan sonra evlenip yuva kuran ve ev hanımı olarak hayatını sürdüren 41 yaşındaki Nurcan Mican, önce çocuklarına sonra da çevresindekilere örnek oldu. Evin bir odasını kütüphane yapan 2 çocuk annesi Nurcan Mican, şimdi de kitap yazdı.
Okumayı alışkanlık haline getirdiklerini ve oğlunun teklifiyle kitap yazmaya başladığını belirten üniversite mezunu ev hanımı Mican'ın kaleme aldığı "Aşk ve Canan" isimli kitabı önümüzdeki günlerde kitapseverlerle buluşacak.
"Okumak, insanın kişisel gelişiminde en önemli yere sahiptir"
Kitabın hikayesini anlatırken, ev hanımlarına da anlamlı mesajlar gönderen Nurcan Mican, "Kitap okumaya geç başladım. Bunu telafi etmeliydim. Bu yüzden evimde bir odayı kütüphane haline getirdim. Ailece her akşam okuma saatleri düzenledik. Bu sayede çocuklarım da benim gibi birer kitap kurdu oldu. Oğlum bir gün 'Anne okuduğun yeter, biraz da yaz.' dedi. 'Aşk ve Canan' isimli kitabın hikayesi böylece başladı. Aşk herkese göre farklı bir kavram. Ben aşkı Mevlana'dan, Şems-i Tebrizi'den ve Yunus Emre'den okudum. Onların yaşamış olduğu aşka hayran kaldım. Bir de burada kitap okuma alışkanlığına vurgu yapmak istiyorum. Okuyan bir toplum değiliz. Günlük, televizyon başında 6 saat, internette 4 saat, kitapta ise 1 dakika zaman geçiren bir toplumuz. Oysa okumak, insanın kişisel gelişiminde en önemli yere sahiptir. Herkesin sıkça dile getirdiği kitap okumanın gerekliliği ve önemi laf olsun diye söylenen, içi boş bir tavsiye değildir. Tarihte ve günümüzde olduğu gibi okuyan, öğrenen, kendini geliştiren toplumlar birçok alanda başarı sağlamıştır" diye konuştu.
Kitap okuma alışkanlığının topluma kazandırılması için özellikle annelere büyük vazife düştüğünü belirten Mican, "Kitabımızın konusuna gelince kahramanımız Canan bir aşk yaşıyor. Asıl aşk; sevgine dokunamamak, sevgine ulaşamamaktır. Aşk; sevgidir, saygıdır. Aşk asla yararlanmak ve faydalanmak değildir. Aşkı gördüğünde kalbin zelzeleye uğramış dağ gibi titrer, ayakların yerden kesilir. İçine 'cız' diye bir sızı düşer. Özlersin ama söyleyemezsin, hayallerinde yaşatır, başkasını göremezsin, kör olursun. İşte Canan da böyle bir aşk yaşıyor. Bu aşkı yaşarken hissettiği çaresizliği ve zayıflığı karşısında ilahi aşkı buluyor ki; 'O'nu bulan neyi kaybetmiştir. O'nu kaybeden neyi bulmuştur.'" ifadelerine yer verdi.
"İnsan vazgeçmeden hedeflerine yönelirse mutlaka güzel sonuçlara ulaşacaktır"
Ev hanımlarına da anlamlı mesajlar veren Nurcan Mican, "Önemli olan çalışmak değil, bulunduğun noktada etrafına faydalı olabilmektir. Evimiz küçük dairedir fakat bununla birlikte en büyük daire yine evimizdir. Çünkü çocuklarımızın en iyi şekilde yetiştirilmesi, toplumun da en iyi yetiştirilmesi anlamını taşır. Ev hanımlarına burada çok büyük görev düşüyor. Şartlar dahilinde ellerinden gelen imkan neyse benim kitap yazmaktı ben bu şekilde yola çıktım herkesin farklı bir yeteneği mutlaka vardır. İnsan vazgeçmeden hedeflerine yönelirse mutlaka güzel sonuçlara ulaşacaktır" dedi.
İlginizi Çekebilir