Gaziantep'te Suriye ve Suriye Türkmenlerinin geleceği paneli
GENELGaziantep Üniversitesi (GAÜN) Yurt dışındaki Türkler ve Akraba Toplulukları Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından "Suriye ve Suriye Türkmenlerinin...
Panelin açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, yanı başımızın çatışmaların ve katliamların yapıldığı çok sıcak bir bölge olduğunu belirterek, "Dünyanın merkezi olarak kabul ettiğimiz Ortadoğu coğrafyasında, medeniyetlerin ilk kurulduğu günden beri sürekli çatışma var. 2011 Yılı öncesinde Arap baharı olarak başlayıp sonra uluslararası güçlerin Arap kışına çevirdiği bir durum yaşadık. 2011'de Suriye'de bundan nasibini aldı. Böylesi bir durumda Türkiye'nin 910 kilometrelik sınırda sessiz kalması mümkün değildi. Bir taraftan Türkmen kardeşlerimiz diğer taraftan Arap kardeşlerimiz öbür taraftan Kürt kardeşlerimiz. Suriye mevzusu gündemimize girdikten itibaren insanlık mücadelesi yanında aynı zamanda akrabalarımızın da katliamdan kurtulması için mücadele veriyorduk. Ortadoğu'da Suriye başta olmak üzere bir dönem Bizanslılarla Perslerin bir dönem Memlukilerle Selçukilerin Osmanlıda barış ortamından sonra yine savaşa sahne oluyor. Şuanda 40 küsur koalisyon ülkesi Suriye'de savaş veriyor. Üstü örtülmüş olsa bile 3. Dünya savaşı şuan yaşanıyor. DAEŞ üzerinden bölgenin dinamiklerini değiştirip nüfus göçlerini sağlamaya çalışan yapılar istediklerini elde edemeyince, PYD, YPG gibi terör örgütlerini piyasaya sürdüler. İki terör örgütü birbiriyle mücadele ediyor algısı verilerek aslında yapmak istedikleri şey oradaki nüfusu tamamen değiştirerek gelecekte yapacakları nüfus sayımlarında tamamen değiştirilmiş, genetiği ile oynanmış hatta nüfus arşivleri yakılmış, delil ispat olmadan mevcudiyet kurmaktır. Bu açıdan baktığımız zaman Türkiye'nin müdahalesinin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz" ifadelerinde bulundu.
"Onlarda oyun varsa bizde de birlik, beraberlik, güç ve iman var"
Gür, Türkiye'nin Suriye'de olması gerektiğini vurgulayan Gür, "Afrin operasyonunda ciddi bir devlet erki Ortadoğu'da güç algısı üreten Türkiye'nin bu yaptığı mücadele ile baş edemeyenler YPG, PYD'den vazgeçerken yeni oyun olarak Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve arkasından Mısır'ı da katarak yeni bir Arap Birliği ile sınırımıza hat çekmeye kalkıyorlar. Ne yaparsak yapalım oyunları bitmeyecek. Onlarda oyun varsa Allaha çok şükür bizde de onların bütün oyunlarını ortaya çıkaracak ve yok edecek milli birlik, beraberlik, güç ve iman var. Suriye'de ne işimiz var diyenlere sormak lazım. Biz olmayacağız da kim olacak. Kardeşlerimiz orada. Amerika'nın, Kanada'nın, Hollanda'nın Çin'in, Yeni Zelanda'nın ne işi var orda. Asıl buranın sahipleri bizleriz. Biz sahada çok iyi mücadele ediyoruz ama sosyal medya ve uluslararası medyada maalesef hakim güçlerin elinde olduğu için orada yapılan mücadele fark edilemiyor" şeklinde konuştu.
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Muhammed Vacih Cuma, Fırat Harekatı ve Zeytin Dalı Operasyonuyla Suriye'de büyük değişiklikler olduğunu söyledi. Dr. Muhammed Vacih Cuma, "Suriye'deki toplum yapısında en büyük eksen Türkmen toplumudur. Suriye Türkmenlerin edebi vatanıdır ve Suriye'nin geleceğinde önemli rolü olacaktır. Bu rol kendi inandığı değerlerden gelen inançtır. Devlet anlamını çok iyi bilen ve insana çok önem veren bir toplumuz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesinden gelen bir toplumuz. Suriye'deki gruplarla iyi geçiniyoruz. Kendimizi ifade etmek amacı ile bu paneli yapıyoruz. Türkmen Meclisi olarak faaliyetlerimizi Suriye'nin içinde başlattık. Toplum olarak örgütleniyoruz ve kurumsallaşmaya yönelik çalışmalarımız var. Suriye'deki insanların huzuru için Türkmenler ellerinden geleni yapıyor. Suriye'nin geleceğinde Türkmenler çimento rolü düşüyor. Grupları ve unsurları bir araya getirip barış, huzur içinde ve geleceğin inşaatında önemli bir rol olacaktır" şeklinde konuştu.
Suriye Ulusal Konsey Başkan Yardımcısı Muhammed Şameli de Suriye'de bir anlaşmaya varılmadığı için durgun bir halde olduğunu söyledikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cenevre Müzakeresindeki anlaşmaları üzerinde daha anlaşma sağlanmadı. İnşallah kısa vakitte bir anlaşma sağlanır. Biz Suriye muhalefeti olarak Türkiye'nin başrol oynamasını istiyoruz. Astana Müzakeresinde ateşkesi tekrardan hayata geçirmelerini istiyoruz. Türkiye, İran ve Rusya arasında kısa bir sürece içerisinde bir müzakere olacak. Suriye rejimi ateşkese hiç yaklaşmadı aksine insanları kendi topraklarından sürdü. Humusun kuzeyinde bir sürü insan mülteci durumuna düştü. Türkiye her türlü desteğini sağlıyor. Böyle devam ederse Türkiye bir enerji daha harcaması gerek. Biz Suriye muhalefeti olarak siyasi çözümü önemsiyoruz. Suriye'ye arkadaşız diyen ülkelerden Türkiye hariç herkes çekildi. Türkiye'ye duruşundan dolayı teşekkürlerimizi sunarız."
Yurt dışındaki Türkler ve Akraba Toplulukları Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Yunus Emre Tansü, Suriye ve Suriye'nin geleceği konusunun ele alındığı panelde son zamanlardaki gelişmelerle beraber Türkiye'nin gündemine oturacak bir konu olacağını kaydederek, "Ortadoğu'nun geleceğine Ortadoğu'nun çocukları karar vermeli. Suriye'nin geleceğinin planlandığı bir dönemde Suriye'nin gerçek yöneticilerinin burada Suriye'deki Türkmenlerin geleceği ilgili söylenecekleri elbette dünya, Türkiye aynı zamanda Ortadoğu açısından son derece önemli. Bugün sınırlarımızın ötesinin yeniden şekillendiği bir dönemi yaşıyoruz" diye konuştu.
Panelin sonunda GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür tarafından, Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Muhammed Vacih Cuma ve Suriye Ulusal Konsey Başkan Yardımcısı Muhammed Simali'ye hediye takdim edildi.
İlginizi Çekebilir