© Gündemdeyiz

Hapşırandan, aksırandan uzak durun

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr....

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, mevsimsel grip ile ilgili bilgilendirici bir açıklama yaptı. Çeşitli önerilerde bulunan Prof. Dr. Kartal, hapşıran ve aksıran kişilerden uzak durulması tavsiyesinde de bulundu.
Mevsimsel geçişlerde grip ile birlikte solunum yolu enfeksiyonlarının önemli bir sağlık problemi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, soğuk algınlığı ve gribin etkilerinden bahsetti. Yaşlıların daha dikkatli olmasını isteyen Kartal, "Her yıl olduğu gibi bu yıl da mevsim geçişleri ile birlikte influenza mevsimi geldi. Mevsimsel geçişlerde grip başta olmak üzere solunum yolu enfeksiyonları önemli bir sağlık problemidir. En çok görülen hali ile soğuk algınlığı ve grip bazen birbiri ile karıştırılabilirse de hem etkenleri hem de klinikleri birbirinden farklıdır. 200'den fazla virüsün etken olabildiği soğuk algınlığı daha çok burun akıntısı ve tıkanıklığı, gözlerde yaşarma, halsizlik, kırgınlık, hafif öksürük ile seyreder ve kendi kendine birkaç gün ile bir hafta arasında iyileşir. Grip ise influenza virüsleri tarafından oluşturulan 38 dereceyi geçen ateş, şiddetli baş ağrısı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, yaygın kas ve eklem ağrıları ile kendini gösterir. Yaşlılar, kronik sağlık sorunu olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlarda akciğer enfeksiyonu gibi daha ciddi sonuçları ile hastanede yatış gerektirebilen hatta ölümcül olabilen bir klinik tablodur" dedi.

"Özellikle hapşıran ve aksıran hasta kişilerin 1.5 metre yakınına yaklaşmamak gerekir"
Gribin solunum yollarından kolayca bulaştığına vurgu yapan Kartal, "Grip virüsü hasta insanın solunum yollarından özellikle hapşırma, aksırma ile 'virüs içeren' damlacıklarla 1.5 metrelik bir alana yayılır. Virüs havada asılı kalarak 2 saat boyunca, metal yüzeylerde 24-48 saat, kumaş dokuda 8-12 saat, ellerde 5 dakika yaşamını sürdürebilir. Virüs diğer insanlara; damlacıkların direkt solunması, virüs bulaşı olan yüzeylere el ile temas edilmesi sonrası elin ağız, burun ve göze temas etmesi ile ve tokalaşma ile olmak üzere başlıca üç yol ile bulaşır. Bulaştırıcılık hastalık belirtileri başlamadan bir gün önce başlar ve hastalık periyodu boyunca 1 hafta sürer. Hastalığın tedavisi belirtilerin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlarla, burundaki ödemi azaltarak solunumu rahatlatan dekonjestan ilaçlarla hasta rahatlatılır. Yatak istirahati ve bol sıvı alınması önerilir. Ateşi gerilemeyen, öksürüğü uzayan, solunum sıkıntısı olan kişiler derhal doktora başvurmalıdırlar. Özellikle immun düşkün, eşlik eden hastalığı olanlar vakit kaybetmeden hastaneye yatırılmalıdır. Hastalığa yakalananların diğerlerine bulaştırmamak için yapması gerekenler; mümkün oldukça kalabalık ortamlardan uzak kalmak, zorunlu bulunma gerekiyorsa diğer insanlarla teması mümkün olduğunca kısa tutmak ve bu süre zarfında da maske kullanmaktır. Hasta kişilerin bulunduğu odaların sık sık havalandırılması gerekir. Özellikle hapşıran ve aksıran hasta kişilerin 1.5 metre yakınına yaklaşmamak gerekir. Temas edilmesi durumunda ve kalabalık ortamlara gidildiğinde eller sık sık yıkanmalıdır. Mevsim özelliklerine göre giyinilmeli, iyi beslenilmeli ve düzenli uyunmalıdır" şeklinde konuştu.

"Aşının koruyuculuğu yapıldıktan 2 hafta sonra başlar"
Yaşlı vatandaşlara da bu dönemde tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, sözlerini şu şekilde tamamladı;
"65 yaş üzerindekiler; yüksek tansiyon, kalp hastalığı, böbrek hastalığı, şeker gibi kronik hastalığı olanlar; bağışıklığı baskılanmış olanlar, son 6 ayında grip mevsiminde olacak gebeler, bakımevinde kalanlar, onlara hizmet verenler ve sağlık personelinin aşılanması önerilmektedir. Aşı içeriğini Dünya Sağlık Örgütü belirlemektedir. Piyasada üçlü ve dörtlü olmak üzere inaktif aşılar mevcuttur. Belgelendirilmesi durumunda yukarıda belirlenen risk grubunun grip aşısı SGK tarafından karşılanmaktadır. Aşının koruyuculuğu aşı içeriğindeki virüslerle toplumda dolaşan virüslerin örtüşme oranına; yaş, genel sağlık durumu gibi nedenlere bağlı olarak yüzde 30-80 arasında değişmektedir. Genç bireylerde aynı zamanda işgücü kaybı ve antibiyotik kullanımı önemli oranda azalmaktadır. Yaşlı bireylerde koruyuculuğu gençlere göre daha düşük olmakla birlikte hastaneye yatış ve ölüm oranları önemli oranda azalmaktadır. Anaflaksi düzeyinde yumurta alerjisi olanlar, aşı içerindeki maddelere alerjisi olanlar, aktif nörolojik hastalık ya da aşı sonrası ciddi nörolojik yan etki gelişenlere aşı yapılması önerilmez. Aşılama için uygun dönem bu yıl Ekim ayı sonu olup Ocak ayı dahil yapılabilir. Aşının koruyuculuğu yapıldıktan 2 hafta sonra başlar ve 6-8 ay mevsimsel grip sezonu boyunca devam eder. Soğuk algınlığı virüslerine yönelik aşı bulunmamaktadır. Grip aşısı olan kişiler bu dönem boyunca, aşı içeriğinde olmayan diğer tip influenza virüsleri ya da soğuk algınlığı virüsleri ile karşılaşabileceklerini bilmeli ve diğer korunma yollarını da vazgeçmeden her zaman uygulamalıdırlar."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER