© Gündemdeyiz

Prof Tayyar Arı: "Türkiye'yi kaybedenin bu coğrafyada oyunu kaybedeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz"

Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayyar Arı, "Türkiye büyük bir ülke, bunu dikkate almak lazım. ABD'nin uygulayacağı yaptırımların...

Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayyar Arı, "Türkiye büyük bir ülke, bunu dikkate almak lazım. ABD'nin uygulayacağı yaptırımların bir karşılığı olabilir, ama böyle bir yaptırım kararının öyle kolay alınabilecek olmadığını bilmek gerekir. Türkiye'de çok sayıda yabancı şirket işlem yapıyor" dedi.
ABD'nin; İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e yaptırım kararı almasını değerlendiren Arı, "Dün akşam itibariyle sayın İç İşleri Bakanı ve Adalet Bakanı'na onların mal varlıklarına, ticari işlemlerine ve onlarla bağlı şirketlere yaptırım uygulanacağı ifade edildi. Amerikan Hazine Bakanlığı tarafından bu işlemin takip edileceği ifade edildi. Beyaz Saray'dan yapılan açıklama böyleydi. Bu açıklama aynı sertlikte Türkiye'den karşılık gördü. Türkiye Dış İşleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamalarda buna aynı kararlılıkla cevap verileceği ve bu davranışa yönelik olarak sert tepki gösterileceği ifade edildi. Bugün de meclisten bir karar çıktı. 4 partinin ortak tepkisi söz konusu oldu. Türkiye'nin bu konuda hep beraber hareket edeceği ifade edilmiş oldu. Meclis de kararlılıkla bu sürecin arkasında duracağını ifade etmiş oldu. Türkiye büyük bir ülke bunu dikkate almak lazım. ABD'nin uygulayacağı yaptırımların evet bir karşılığı olabilir, ama böyle bir yaptırım kararının öyle kolay alınabilecek olmadığını biliyoruz. Geniş çaplı ekonomik ve finansal yaptırımlar anlamında söylüyorum, Türkiye dünya ekonomisine entegre olmuş, finansal piyasaları itibariyle dünyaya entegre olmuş bir ülke. Türkiye'ye yaptırım uygulamanız halinde bundan zarar görecek dünyada bir yığın şirket var. Türkiye'de çok sayıda yabancı şirket işlem yapıyor. Türkiye'de çok sayıda yabancı şirket üretim yapıyor ve ihraç ediyor. Böyle bir kararın öyle uygulanmayacağını zaten kendileri de biliyorlar. O bakımdan sadece iki bakanla sınırladılar. Bu yine de Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, pazarlığa zorlamak amacıyla alınmış bir karar. Sahada bir karşılığı olmayacak. Çünkü her iki bakanın ABD'de her hangi bir mal varlığı, ticari işlemleri ve bağlı ticari şirketlerde yok bu saha da karşılığı olmayacak bir yaptırım. Bunun üzerinden bir kamu oyu oluşturmaya çalışıyorlar ve pazarlığa zorlamak istiyorlar" şeklinde konuştu
Arı, "Brunson'un iki açıdan önemli olduğunu düşünüyorum. Biri önemli bir istihbaratçı olduğu ortaya çıktı. ABD'nin Türkiye'deki gizli faaliyetlerini yürüten bir çok ajandan bir tanesi PKK ve FETÖ ile ciddi bağlantıları var bu nedenle yargılaması sürüyor. Bunun daha fazla açığa çıkmasını ABD hükümeti istemiyor. Biran önce buradan götürmek istiyor. Burada ki kirli uygulamalarının deşifre olmasından kaygılanıyor. İkincisi ise yaklaşan kongre seçimleri var Kasım ayında evanjelist Hristiyan kesiminin oyunu garanti altına almak için ABD hükümeti Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Başkan Trump'ın bir evanjelist geçmişleri var özellikle Mike Pence'in katı bir evanjelist olduğu biliniyor. Cumhuriyetçi parti geçmişten günümüze evanjelistlerin oylarını alır. Hemen hemen evanjelistlerin tamamı cumhuriyetçi partiye oy verir Siyonist Hristiyanlar dediğimiz Yahudi davasını Yahudilerden daha fazla savunmayı görev edinmiş olan bu sözde Hristiyanlar tamamen cumhuriyetçilerin arkasında duran enteresan bir grup bunların sayıları yabana atılacak cinsten değil ABD 326 milyon nüfuslu bir ülke bunun 50 milyon civarını bu evanjelistler oluşturuyor. Bu ciddi bir oy potansiyeli o nedenle ben bununda önemli bir rol oynadığını düşünüyorum" diye konuştu.
"Türkiye pozisyon değiştirdiği zaman ABD'nin bölgedeki rolü de giderek zayıflayacak"
Arı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin NATO'daki yeri o kadar değerli ki eğer Türkiye NATO'dan ayrılmış olsa NATO'nun varlığı bile devam edemeyebilir. Çünkü Türkiye NATO'da ikinci büyük orduyu barındıran bir ülke. Böyle büyük bir ülkeyi kaybetmesi NATO'yu savunmasız bırakacaktır veya savunma yeteneklerini aşırı derecede zayıflatacaktır. Belki de dağılma sürecini başlatacaktır. O nedenle gerek Avrupa, gerekse ABD bunu göze alamıyorlar. Israrla Türkiye'nin NATO'da kalmasına çalışıyorlar. Bizim NATO içerisinde üstlenmiş olduğumuz yükümlülükler, NATO'ya tahsis ettiğimiz üstlerin dışında, Türkiye'de ABD'ye tahsis ettiğimiz 10'a yakın üst var Bunların bir kısmı operasyonel, bir kısmı ise dinleme üstleri. Bunları ABD kullanıyor. Bunları kullanarak Rusya ve İran'daki olup bitenleri izliyor ve dinliyor. ABD bu tür avantajlarını kaybedebilir. Eğer Türkiye ve ABD arasında ilişkiler gerilirse Türkiye bu imkanları ABD'ye kullandırmayabilir veya belli bir takım çerçevesinde bunları sınırlayabilir. Bunların ne anlama geldiğini ABD'liler bilir. Burada ki tüm imkanlarını kaybedecekler. Türkiye'yi giderek daha fazla Rusya'ya kaptıracaklar. Türkiye pozisyon değiştirdiği zaman ABD'nin bölgedeki rolü de giderek zayıflayacak. Türkiye'yi kaybedenin bu coğrafyada oyunu kaybedeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. ABD'nin bunu göze alabileceğini zannetmiyorum".
"Türkiye bu tür baskı ve tehditlere göz yumacak ve pabuç bırakacak ülke değil"
Arı, "Türkiye'yi etkileyebileceğini zannetmiyorum. Türkiye'ye bu tür tavırlarla pazarlığa zorlamak, baskı altına almak ve tavrını değiştirmek asla mümkün değil. Türkiye bölgede ve dünyada önemli bir aktör, bunu zaten dünya biliyor. Dünya politikasında rol oynayan dört büyük güçten bir tanesi Türkiye. Dolayısıyla bu denli politik önemi ve etkinliği olan bir aktörün ABD tarafından karşısına alınması ve buna yönelik bir takım baskılarla sonuç almaya çalışması veya böyle bir beklenti içinde olması çok akılcı ve rasyonel değil. Türkiye bu tür baskı ve tehditlere göz yumacak ve pabuç bırakacak ülke değil. Fazla endişeye kapılmaya gerek yok, bunlar normal seyrinde devam eder. Türk ekonomisi bunlardan etkilenmez. Türkiye'ye geniş yaptırımlar uygulamak kolay değil. Türkiye Suriye, İran ve sıradan dünyaya kapalı küçük bir ekonomiye sahip olan bir ülke değil Türkiye 1 trilyon dolara yakın ekonomisi olan dünya ekonomisiyle bütünleşmiş olan bir ekonomiye sahip olan büyük bir güç bunun böyle bilinmesi lazım" dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER