© Gündemdeyiz

Psikiyatriste başvuranların çoğunluğunu doktorlar oluşturuyor

Son günlerde meydana gelen doktor intihar vakalarının arttığına dikkat çeken Uzman Dr. Psikiyatrist-Psikoterapist Arzu Erkan Yüce, "Artık pek çok terapistin koltuğunu doktorlar ve...

Son günlerde meydana gelen doktor intihar vakalarının arttığına dikkat çeken Uzman Dr. Psikiyatrist-Psikoterapist Arzu Erkan Yüce, "Artık pek çok terapistin koltuğunu doktorlar ve sağlıkçılar dolduruyor. Bizlere başvuranların büyük çoğunluğunu doktorlar oluşturuyor" dedi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 4.4'ü depresyonda olduğunu, bunun 322 milyon kişiye tekabül ettiğini belirten Dr. Arzu Erkan Yüce, Türkiye'de ise verilere göre yaklaşık olarak 3 milyon kişinin depresyonda olduğunu söyledi.

"Türkiye'de 3 milyon kişi depresyonda"
Son 10 yılda depresyondaki artışın yüzde 8'lerin üzerine çıktığına işaret eden Uzm. Dr. Yüce, "Depresyon kadınlarda daha fazla görülüyor, bunun sebebi de hormonel nedenler değil; toplumsal cinsiyet eşitsizliği, fırsat eşitsizliği, yoksulluk ve kadına yönelik şiddet. Bu nedenle kadınların daha çok ızdırab çektiğini biliyoruz . İntihar oranları ise gerçekten çok üzüntü verici. 2015 verilerine göre Türkiye'de 800 bin kişinin intihar ederek hayatını kaybettiğini biliyoruz. Özellikle 15-19 yaş aralığındaki gençlerde en riskli durumları görüyoruz. Dolaysıyla intihar hepimizin çok önemsemesi gereken ciddi bir sağlık sorunudur. Depresyonun belirtisidir intihar, başka psikiyatrik bozukluklarda da görülebilir. Kesinlikle çözülebilecek, tedavi edilebilecek bir durum sadece kişilerin intihar ya da depresyon belirtilerinin varlığını hissettiğinde mutlaka bir yakınından, sağlık çalışanından destek alması gerekiyor" dedi.

Başvuranların yüzde 80'i doktor
Özellikle doktor intihar vakalarında artış olduğuna ve kendisinin danışanlarından yüzde 80'inin doktorlardan oluştuğuna değinen Psikiyatrist Yüce, "Hemen her kesimde, her meslekten, her branştan insanda tükenmişliği, yılgınlığı ve mobingin getirdiği travmaları çok fazla görmeye başladık. Bunun son günlerde en çok dikkat çeken şekli, doktor intiharları. 30 Ekim'de en son 3 meslektaşımız intiharla yaşamına son verdi. Artık pek çok terapistin koltuğunu doktorlar ve sağlıkçılar dolduruyor. Çünkü bu yılgınlık, bıkkınlık, tükenmişlik, depresyon oranlarındaki artışı hepimizi etkiliyor. Bu da bizim için hem sevindirici hem üzücü. Çünkü bu kadar ruh sağlığında bozulmaların görülmesi üzücü ama farkındalığın artması, etiketlenmenin azalmasıyla pek çok kişinin yardım aramaya başlaması çok sevindirici. Buradan doktor da olsanız, psikiyatr da olsanız hastalanabileceğinizi, hastalığın hepimiz için geçerli olduğu ve bu belirtilerin göstermeye başladığımızda mutlaka acil olarak yardım almamız gerektiğini söylemek istiyoruz. Psikiyatriste başvuranların büyük çoğunluğu artık doktorlar ve sağlıkçılar olmaya başladı. Psikiyatrilerin büyük çoğunluğu artık ilaç kullanıyor, bizler de terapiler görüyoruz. Toplumun her kesiminde depresyonun çok yaygın olduğunu, hepimizin aynı gemide olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Hastası hekimine, hekimi hastasına sahip çıkarak hep beraber bu güçlüklerle mücadele etmemiz gerekiyor" diye konuştu.

"Manevi tatminsizlik hissi yaşıyorlar"
Doktorların yaşadığı sıkıntıların nedenlerini de paylaşan Uzman Doktor Arzu Erkan Yüce, "Hekimlerin çalışma koşullarında son dönemlerde yaşadığı zorluklar, dinlememeleri, aralıksız 36 saat çalışmaları ya da çok fazla hasta bakmak zorunda kalmalarından yaşadıkları manevi tatminsizlik hissi tükenmişliğe götürebiliyor. Özellikle tıpta uzmanlık sınavları olsun, atamalar olsun bunlarda beklemeler oldu iptaller oldu. Yani kişilerin hayatında mezun olduktan sonra 6 ay ile 1 yılı bulan belirsizlikler oluyor. İşsiz bir şekilde atanmayı bekliyorlar. Atandıktan sonra asistanlık hayatı başladığında, birden bire çok hızlı bir döngünün içine giriliyor. Günde 100-150 hastanın muayene ediliyor. Hiçbir kimse bir başkasına yararlı olmayı hedeflemedikçe doktor olmayı hedeflemez. 17-18 yaşında tıp fakültesine başlıyorsunuz, hemen başlar başlamaz kadavralarla, parçalanmış bedenlerle, kazalarla, ölümlü hastalarla karşılaşıyorsunuz daha gençliğinizi tamamlamadan ve bir de manevi tatminsizlikler doğuyor. Çok kısa muayene sürelerinde insanlara yardımcı olmak çok zor. Dolayısıyla durup dinlenmeye sosyal aktivitelere zaman ayırmaya ya da bir hastadan 'Allah razı olsun' sözünü duymaya çok fırsat kalmıyor" ifadelerini kullandı.

"Doktorlara dayanıklılık için terapi eğitimi verilmeli"
Doktorlara ve doktor adaylarına dayanıklıklarının artırılmaları yönünden terapi hizmetlerinin verilmesi gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Yüce, "Kendilerini iyi hissetmeleri, dayanıklıklarının artırılmaları yönünde destekler olmalı, terapi hizmetleri eğitimlerinin bir parçası olarak verilmeli. Bu aşamalarda destek alamayan kişiler, maskeli depresyon dediğimiz depresyonunu gizleyerek, yok sayarak hizmet vermeye devam ediyor. Hep bir başarı beklentisi ve insanlara yardımcı olma beklentisi ile kendilerini ihmal ediyorlar. Hekimlerdeki, sağlık çalışanlardaki intiharların en korkutucu tarafı gerçekten durumları çok ağır hale gelmesine rağmen kendilerini de görmezden geliyorlar, yardım istemeyi çok nadir görüyoruz. Ne yazık ki intihar yöntemlerine erişimleri kolay olduğu için tıbbı, bedenin işleyişini çok iyi bildikleri için hekimlerin intihar girişimleri büyük oranda ölümle sonuçlanıyor" dedi.

"Psikiyatristlerde de intihar oranları yüksek"
Depresyona giren hastalara yardımcı olan psikiyatristlerin bile depresyona girdiğini ve ilaçlar kullandığını dile getiren Psikiyatrist Yüce, "Hastalarımızın en çok şaşırdığı konulardan biridir ki psikiyatristlerde mi depresyona giriyor diye. Oysaki bizim daha fazla travmaya tanıklık etmemizden, daha fazla tramvatik yaşantıyla ilgili hizmet verdiğimiz için bizler de çok etkileniyoruz. Kendi kişisel genetik özelliklerimiz, kendi travmalarımızla ilgili de olabiliyor. Yani psikiyatrislerde de depresyonun çok görüldüğünü, intihar oranlarının yine yüksek olduğunu vurgulamak isterim" ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER