Batuhan Yaşar:"General Votel ve Karayılan nasıl aynı noktada buluştu?"

İhlas Medya Ankara Temsilcisi Yaşar, Türkiye Gazetesindeki köşesinde, "Atak helikopterleri etkili oldu mu","Kamu diplomasisi başarılı oldu mu?", "ABD Menbiç'in önünü mü kesiyor?", "Operasyon Suriye'deki dengeleri değiştirdi mi?", "General Votel ve Karayılan aynı noktada mı buluştu?" sorularına cevap aradı.
Batuhan Yaşar'ın "General Votel ve Karayılan nasıl aynı noktada buluştu?" başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:
"Operasyon sahasında çetin hava şartları var...
Yoğun yağmur ve sis çok etkili.
Bırakın harekâtı, operasyonu, piknikte bile yağmura yakalansanız ne yapacağınızı şaşırırsınız.
Gecikme söz konusu değil.
Her şey planlandığı gibi.
ATAK FARKI HİSSEDİLDİ
Önceki akşam bir ilk yaşandı...
ATAK'lar da sahne aldı.
Fırat Kalkanı'nda savaş helikopterleri kullanılmamıştı.
Çok etkili oldukları bilgisini de hemen paylaşalım.
Hava şartları elverdiği ölçüde kullanılmaya devam edecek.
KAMU DİPLOMASİSİ BÖYLE YAPILIR
Türkiye daha harekât başlamadan tezlerini Batı'ya çok iyi anlattı...
Bütün dünya ile iletişime geçti.
Avrupa, Arap basınında lehte haberler hiç bu kadar fazla olmamıştı.
ABD medyası yine bildiğiniz gibi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başından beri algıyı çok iyi yönetti.
Telefonların biri kapandı diğeri açıldı.
Dünya liderlerine bizzat kendi anlattı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın özellikle Türkiye aleyhtarlığının bayraktarlığını yapan CNN-BBC'ye verdiği mülakatlar etkili oldu.
Diplomasi cephesinde meyveler toplanıyor.
Yapılan hamleleri hemen savuşturuyor.
İpleri yeniden eline alıyor.
ABD MENBİÇ'İN ÖNÜNÜ MÜ KESİYOR?
ABD'den yapılan açıklamalara bakın...
Çok tutarsız.
Savunma Bakanlığı, Pentagon, Dışişleri ve Beyaz Saray.
Biri diğerini boşluğa düşürüyor...
"Güvenli ve uçuşa yasak bölgeler" teklifi çok şaşırtıcı.
Bunu Türkiye 5 yıl önce Washington'a önermişti.
Ne oldu da ABD 10 gün içinde bu noktaya geldi dersiniz.
Çok şey oldu...
Daha da olacak...
Bu hamlenin hedefi çok açık. Menbiç harekâtının önünü kesmek.
Sağına FETÖ'yü, soluna PKK/YPG'yi alan ABD yönetiminin bu teklifine Ankara sıcak bakmıyor.
Artık şartları da var:
-PKK/YPG'ye verilen silahların toplanması.
-FETÖ dosyasının kapağının açılması.
OPERASYON SURİYE'DE DENGELERİ DEĞİŞTİRDİ
Türkiye'nin Afrin hamlesi ABD'nin de şöyle bir silkelenmesine neden oldu.
Bir tane bile sivil kayıp yok.
Fırat Kalkanı'nda da olmamıştı.
Suriye'de sahada olan ülkeler arasında en hassas davranan Türkiye.
Bu da elini kuvvetlendiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Başkan Trump'ı aramam" demişti.
Bakın ne oldu...
Görüşme talebi Trump'tan geldi.
Bir netice alınacağından değil.
Ama yeniden en üst düzeyde temas önemli.
Washington'da kimse Trump'ı takmıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "PKK/YPG'ye artık silah vermeyeceğiz" demişti...
Daha 1 gün geçmeden kendi Bakanlığı Pentagon, Trump'ı yalanladı.
GENERAL JOSEPH VOTEL VE KARAYILAN
CENTCOM Komutanı Joseph Votel, önemli bir isim:
ABD'nin Orta Doğu'daki askerî gücünün başındaki kişi.
Hani şu darbe girişiminden sonra skandal açıklamalarla da dikkat çekmişti:
-"Türk ordusundaki yakın çalıştığımız generaller ya tasfiye edildi ya da tutuklandı. Kaygılıyım..."
Bakın "kaygılı" Joseph Votel, The Washington Post'a neler demiş:
-"Suriye'de siyasi sonuçları belirleme yetimizi kaybettik... Bölgedeki askerî gücümüze rağmen bunu kaybettik."
Yani "süper güç ABD artık tek başına iş yapamıyor" diyor.
Sadece bu değil ama...
Aslında dilinin altındaki baklayı da çıkartıyor:
-"Türkiye'nin Afrin'e girmesini engelleyemedik..."
Hayıflanıyor. Üzülüyor...
Ama tek üzülen General Votel değil
Murat Karayılan da en az Votel kadar kaygılı:
-"Direnin, mevzileri terk etmeyin... Afrin savaşı bütün bölgeye yayılır..." diyor.
Putin'e çağrı üzerine çağrı yapıyor.
Niye sen ta Kandil'den PYD adına konuşuyorsun.
Hani PYD, SDG ile alakanız yoktu.
Votel ile Karayılan'ın aynı noktada buluşması dikkat çekici.
Tabii ki biz şaşırmadık.
Artık maskeler bir bir düşüyor.
Ama emin olun PYD adına PKK elebaşı Murat Karayılan'ın konuşması 'safa yatanların' yüzünü yine kızartmayacaktır!
Son gelişmeler bize bir başka şeyi daha gösterdi
ABD de Türkiye'nin Orta Doğu'da oyun kurucu olduğunu çok iyi anladı..." (BC -