Sümela Manastırı'nı ABD'li NATO askerleri yağmalamış
Trabzon'da 1950'li yıllarda görev yapan ABD'li NATO askerlerinin Sümela Manastırı'nı yağmalayarak manastırın paha biçilemez oyma kapısı başta olmak üzere manastırdaki bir çok...
Trabzon'da 1950'li yıllarda görev yapan ABD'li NATO askerlerinin Sümela Manastırı'nı yağmalayarak manastırın paha biçilemez oyma kapısı başta olmak üzere manastırdaki bir çok tarihi eseri yurtdışına kaçırdıkları iddia edildi. Kaçırılan eserlerin ABD ve İngiltere'de çeşitli müzelerde sergilendiği kaydedildi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Siyasi Tarih Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Köse, Sümela Manastırı'nın gerek mimari, gerekse fresklerinin tarihsel özelliği bakımından paha biçilemez bir yapıya sahip olduğunu hatırlattı.
Manastırın 50 yıla yakın boş ve sahipsiz bir dönemi bulunduğunu, yağmalamaların da o dönemlerde yaşandığını kaydeden Köse, "Osmanlı devleti yıkılıncaya kadar yani 1922 yılına kadarki dönemde manastırlar, ayakta kalmış ve Ortaçağ kültürünü Ortaçağ'dan kalma geleneği devam ettirmişlerdir. Şu an dünyada Ortodoks manastırı tek yerde bulunuyor; Yunanistan'ın Atos yada Aydanos Dağı bölgesinde. 13'e yakın Ortaçağ şartlarında yaşayan manastır hala burada bulunmaktadır. Sümela Manastırı bu anlamda hem yapı olarak hem de mimarisi olarak gerekse de fresklerinin tarihsel özelliği olarak paha biçilemez bir yapıdır. Sümela Manastırı'nın 50 yıla yakın boş dönemi vardır. 1922 yılında başlayıp 1926 yılında biten nüfus mübadelesinden itibaren yaklaşık 1970'li yıllara kadar yani 50 yıla yakın manastır boş ve sahipsizdi. Bu dönemde Sümela Manastırı'ndaki tarihi eserlerin büyük bir kısmı yağmalanmıştır. Trabzon'da 1950'li yıllarda görev yapan ABD'li NATO askerlerinin Sümela Manastırı'na altı yüksek kamyonlarla çıkarak malzeme çıkardığını biliyoruz. Bölgedeki yaşlı insanlarla yaptığımız söyleşilerde bize bunu o günleri yaşayan insanlar anlattılar. Sözlü, kültürü yazıya geçirme çalışmalarımızda zaten bunlar da yayımlandı. Örneğin Sümela Manastırı'ndaki süslü üzüm asmalar şeklindeki oyma ahşap kapısı şu an ABD'de bir müzededir. Bazı eserleri İngiltere'deki müzededir. Manastırda bulunan el yazması kitaplarının bir bölümü Ankara'da medeniyetler müzesindedir en azından onlar kurtarılabilmiştir" dedi.
Sümela'nın yağmalardan sonra korunmasının ve günümüze kadar ulaştırılmasının büyük bir kazanç olduğunu kaydeden Köse, "Tarih olarak, yapı olarak ve fresk özellikleri olarak Kapadokya'ya Anadolu kültürü mirasını tamamladığı için Sümela Manastırı özel bir yere sahiptir. Bu şekilde bu kadar korunması bile büyük bir kazançtır. Ancak bundan sonra dikkat edilmesi özen gösterilmesi gerekir" diye konuştu.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Siyasi Tarih Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Köse, Sümela Manastırı'nın gerek mimari, gerekse fresklerinin tarihsel özelliği bakımından paha biçilemez bir yapıya sahip olduğunu hatırlattı.
Manastırın 50 yıla yakın boş ve sahipsiz bir dönemi bulunduğunu, yağmalamaların da o dönemlerde yaşandığını kaydeden Köse, "Osmanlı devleti yıkılıncaya kadar yani 1922 yılına kadarki dönemde manastırlar, ayakta kalmış ve Ortaçağ kültürünü Ortaçağ'dan kalma geleneği devam ettirmişlerdir. Şu an dünyada Ortodoks manastırı tek yerde bulunuyor; Yunanistan'ın Atos yada Aydanos Dağı bölgesinde. 13'e yakın Ortaçağ şartlarında yaşayan manastır hala burada bulunmaktadır. Sümela Manastırı bu anlamda hem yapı olarak hem de mimarisi olarak gerekse de fresklerinin tarihsel özelliği olarak paha biçilemez bir yapıdır. Sümela Manastırı'nın 50 yıla yakın boş dönemi vardır. 1922 yılında başlayıp 1926 yılında biten nüfus mübadelesinden itibaren yaklaşık 1970'li yıllara kadar yani 50 yıla yakın manastır boş ve sahipsizdi. Bu dönemde Sümela Manastırı'ndaki tarihi eserlerin büyük bir kısmı yağmalanmıştır. Trabzon'da 1950'li yıllarda görev yapan ABD'li NATO askerlerinin Sümela Manastırı'na altı yüksek kamyonlarla çıkarak malzeme çıkardığını biliyoruz. Bölgedeki yaşlı insanlarla yaptığımız söyleşilerde bize bunu o günleri yaşayan insanlar anlattılar. Sözlü, kültürü yazıya geçirme çalışmalarımızda zaten bunlar da yayımlandı. Örneğin Sümela Manastırı'ndaki süslü üzüm asmalar şeklindeki oyma ahşap kapısı şu an ABD'de bir müzededir. Bazı eserleri İngiltere'deki müzededir. Manastırda bulunan el yazması kitaplarının bir bölümü Ankara'da medeniyetler müzesindedir en azından onlar kurtarılabilmiştir" dedi.
Sümela'nın yağmalardan sonra korunmasının ve günümüze kadar ulaştırılmasının büyük bir kazanç olduğunu kaydeden Köse, "Tarih olarak, yapı olarak ve fresk özellikleri olarak Kapadokya'ya Anadolu kültürü mirasını tamamladığı için Sümela Manastırı özel bir yere sahiptir. Bu şekilde bu kadar korunması bile büyük bir kazançtır. Ancak bundan sonra dikkat edilmesi özen gösterilmesi gerekir" diye konuştu.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.