Türkiye'de organ nakillerinin yüzde 78'i canlıdan, yüzde 22'si kadavradan
Türk Böbrek Vakfı, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası nedeniyle düzenlenen panelde, organ bağışı ve organ nakillerine dair tüm süreçleri detaylarıyla ele aldı.Gerçekleştirilen...
Türk Böbrek Vakfı, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası nedeniyle düzenlenen panelde, organ bağışı ve organ nakillerine dair tüm süreçleri detaylarıyla ele aldı.
Gerçekleştirilen panelin moderatörlüğü üstlenen Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Türkiye'de böbrek nakli bekleyen hasta sayısının 21 bin 551 olduğunu, canlıdan canlıya nakillerin arttığını fakat kadavradan nakillerin hala yetersiz olduğunu vurguladı. Erk; "2016'da 3 bin 416 böbrek nakli yapıldı, bu nakillerin yüzde 22'si kadavradan yüzde 78'i ise canlı vericiden. Kadavradan organ bağış oranlarını yükseltmemiz gerekiyor. Bu konuda halkın daha bilinçli olması için empati duygumuzu geliştirmemiz gerek. Biz ihtiyaç duyarsak bir başkasının organ bağışlamasını ister miyiz? Bu sorunun cevabı evet ise; hayattayken organ bağışında bulunup, ailelerimize de vasiyet etmeliyiz. Beyin ölümü artık vücudun nihai ölümüdür, buna karşın çoğunlukla bitkisel hayatla karıştırılıyor. Oysa beyin ölümünde artık vücut fonksiyonlarını yerine getiremez ve bizler bu durumda hasta yakınına başka bir hastaya can olabilmesi adına organ nakli öneriyoruz" dedi.
Panele katılan Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mukaddes Yamaç; oğlunun beyin ölümü haberini aldığı zaman tereddüt etmeden organ bağışına karar verdiğini dile getirerek, şunları söyledi: "Elim bir kaza sonucu oğlumu 46 yaşında, hayatının baharında kaybettik. Çok uzun yıllardır vakıfta gönüllü çalıştığım için nakil bekleyen hastaların nasıl zor bir yaşam sürdüklerine tanık oldum. Elbette organ bağışı zor bir karardı. Burada empati devreye giriyor. Benim gencecik evladım, bir organ bağışı ile kurtulabilecek olsaydı, eminim benim gibi biri çıkıp organ bağışında bulunurdu. Oğlum yoğun bakımda iken yanına girdim. Herkes yaşlı, yorgun, perişan. Benim oğlum dipdiri, gencecik, sağlam. Ama bitmişti. Öptüm, kokladım oğlumu. Yarım saat sonra beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler. Hemen 'organ nakli istiyorum' dedim. Böyle bir karara doktor da şaşırdı. Böbrekleri ve korneaları alındı. Kurallar nedeniyle alıcılarla tanışamadım. Ama gence verilmesini istemiştim. Böbreğin birinin 16 yaşındaki bir gence verildiğini duydum. Sağlıklı günler geçirsinler. Çok zor bir karardı. Çok memnunum kararımdan. Bunun örnek olmasını istiyorum.Ben evladımı kaybettim ama organları çürümedi ve başka hayatlara umut oldu. Lütfen hayattayken ailelerinizi bu konuda bilgilendirin" dedi.
Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever de organ nakli konusunda bilgi verirken, beyin ölümü gerçekleşen insanların yakınlarının vücut bütünlüğünün bozulacağı endişesiyle bağış yapmaktan kaçındıklarını dile getirdi ve toplumun bilinçlendirilmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Bahçelievler Müftülüğü'nden vaiz Sema Ezber de Din İşleri Yüksek Kurulu'nun zaman zaman fetvalar yayımladığını dile getirerek, "Normal durumlarda, ölü ve diri kimselerden alınan parça ve organlardan faydalanılması dinen caiz değildir. Ama bir kişi zor durumda kalmışsa başka hiçbir yol kalmamışsa zaruret halinde dinin yasak kıldığı şeyler mübah kabul edilebiliyor. Organ nakli konusunda da dikkat edilecek hususlar var. Vericinin kendisi ya da hayatta değilse ailesinin rızasının olması gerekir. Tedavi için organ ve kan naklinin caiz olduğu Din İşleri Yüksek Kurulu kararlarında da belirtilmiştir" şeklinde konuştu.
Son verilere göre, Türkiye'de böbrek nakli oranı milyon nüfus başına 38, buna karşılık Türkiye 2001 -2014 yılları arasında böbrek nakli oranında en fazla artış gösteren 10 ülkeden biri. Böbrek bekleyen hasta sayısı ise geçtiğimiz yıllara oranla düşüş gösteriyor. 23 binlerden 21,551'e düşmüş durumda.
Gerçekleştirilen panelin moderatörlüğü üstlenen Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Türkiye'de böbrek nakli bekleyen hasta sayısının 21 bin 551 olduğunu, canlıdan canlıya nakillerin arttığını fakat kadavradan nakillerin hala yetersiz olduğunu vurguladı. Erk; "2016'da 3 bin 416 böbrek nakli yapıldı, bu nakillerin yüzde 22'si kadavradan yüzde 78'i ise canlı vericiden. Kadavradan organ bağış oranlarını yükseltmemiz gerekiyor. Bu konuda halkın daha bilinçli olması için empati duygumuzu geliştirmemiz gerek. Biz ihtiyaç duyarsak bir başkasının organ bağışlamasını ister miyiz? Bu sorunun cevabı evet ise; hayattayken organ bağışında bulunup, ailelerimize de vasiyet etmeliyiz. Beyin ölümü artık vücudun nihai ölümüdür, buna karşın çoğunlukla bitkisel hayatla karıştırılıyor. Oysa beyin ölümünde artık vücut fonksiyonlarını yerine getiremez ve bizler bu durumda hasta yakınına başka bir hastaya can olabilmesi adına organ nakli öneriyoruz" dedi.
Panele katılan Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mukaddes Yamaç; oğlunun beyin ölümü haberini aldığı zaman tereddüt etmeden organ bağışına karar verdiğini dile getirerek, şunları söyledi: "Elim bir kaza sonucu oğlumu 46 yaşında, hayatının baharında kaybettik. Çok uzun yıllardır vakıfta gönüllü çalıştığım için nakil bekleyen hastaların nasıl zor bir yaşam sürdüklerine tanık oldum. Elbette organ bağışı zor bir karardı. Burada empati devreye giriyor. Benim gencecik evladım, bir organ bağışı ile kurtulabilecek olsaydı, eminim benim gibi biri çıkıp organ bağışında bulunurdu. Oğlum yoğun bakımda iken yanına girdim. Herkes yaşlı, yorgun, perişan. Benim oğlum dipdiri, gencecik, sağlam. Ama bitmişti. Öptüm, kokladım oğlumu. Yarım saat sonra beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler. Hemen 'organ nakli istiyorum' dedim. Böyle bir karara doktor da şaşırdı. Böbrekleri ve korneaları alındı. Kurallar nedeniyle alıcılarla tanışamadım. Ama gence verilmesini istemiştim. Böbreğin birinin 16 yaşındaki bir gence verildiğini duydum. Sağlıklı günler geçirsinler. Çok zor bir karardı. Çok memnunum kararımdan. Bunun örnek olmasını istiyorum.Ben evladımı kaybettim ama organları çürümedi ve başka hayatlara umut oldu. Lütfen hayattayken ailelerinizi bu konuda bilgilendirin" dedi.
Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever de organ nakli konusunda bilgi verirken, beyin ölümü gerçekleşen insanların yakınlarının vücut bütünlüğünün bozulacağı endişesiyle bağış yapmaktan kaçındıklarını dile getirdi ve toplumun bilinçlendirilmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Bahçelievler Müftülüğü'nden vaiz Sema Ezber de Din İşleri Yüksek Kurulu'nun zaman zaman fetvalar yayımladığını dile getirerek, "Normal durumlarda, ölü ve diri kimselerden alınan parça ve organlardan faydalanılması dinen caiz değildir. Ama bir kişi zor durumda kalmışsa başka hiçbir yol kalmamışsa zaruret halinde dinin yasak kıldığı şeyler mübah kabul edilebiliyor. Organ nakli konusunda da dikkat edilecek hususlar var. Vericinin kendisi ya da hayatta değilse ailesinin rızasının olması gerekir. Tedavi için organ ve kan naklinin caiz olduğu Din İşleri Yüksek Kurulu kararlarında da belirtilmiştir" şeklinde konuştu.
Son verilere göre, Türkiye'de böbrek nakli oranı milyon nüfus başına 38, buna karşılık Türkiye 2001 -2014 yılları arasında böbrek nakli oranında en fazla artış gösteren 10 ülkeden biri. Böbrek bekleyen hasta sayısı ise geçtiğimiz yıllara oranla düşüş gösteriyor. 23 binlerden 21,551'e düşmüş durumda.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.